Covid-19, şüphesiz ki hayatlarımıza büyük bir değişim getirdi. Yaşam şeklimiz, her konudaki bakış açımız ve önceliklerimiz değişti. Tabi ki iş dünyası ve kariyer planları da bu değişimden nasibini aldı. Aslında her şey olması gerektiği gibi olurken, biz gelecekte izleyeceğimiz filmin uzunca bir fragmanını hızlandırılmış versiyonda seyrettik.
İşte pandemi döneminin etkileri azalırken ne olup bittiğinin farkına vardığımızda; kariyer alanında korona etkisi altında artık havuç hedeflerimizden taçlandırılacak hedeflere devşirildik, rekabeti yönetmenin ve yetenek tanımlarının, tercih edilebilirliğin kodlarının farklılaştığını gördük ve hep birlikte ezber bozan kariyer yolculuklarını, yetenek setlerini konuşmaya başladık.
İş dünyası olarak bütün yaşananları düşündüğümüzde, kriz döneminde hangi profilde çalışanlara ve liderlere sahip olmanın avantaj sağladığını analiz etme sürecindeyiz.
Vardığımız nokta şu ki, yeni normal yolunda kariyerinin başlangıcında olanlar ve ışıklı bir kariyer yolu hedefleyenler için fark yaratacak yeni nesil profillerde, dijital yetkinliklerin dışında ‘Tam Aranılan Çalışan’ özellikleri taşıyanlar, iş dünyasında gerçekten taçlandırılacak gibi duruyor:
Farklılaşmış girişim ruhu olanlar ve kendine yapay zekayı rakip alanlar,
Riske karşı karar verebilenler; bakan ama doluyu görebilen, bakmasa da sezgisine güvenenler
Zihinsel fark yaratarak duygularını çıkarımlara bağlayanlar; zihniyle çözümleyip yüreği ile hissedenler, kalıba giren değil kalıpları kendileri inşa edenler,
Sadece süreci değil kontrol noktalarını da tasarımlayanlar, denetlenmeden de kontrol düğmesine basabilenler,
Çoklu düşünen ama azıyla motive olanlar; yoksunluk yönetimi yapabilenler, düştüğü yerden kendisi kalkabilenler, yaptırımsız başarıyı hisseden ve başarıya erişenler,
Sadece lider yönetici değil aynı zamanda yön lideri olanlar; sıra dışı lider olmayı başarabilenler,
Bu profil özellikleri; sektöre, işin özelliğine ve pozisyona göre değişebilecek olsa da yukarıda belirtilen tanımlamaları tek bir çalışanda toplamak tabi ki çok kolay değil. Ancak çapraz olarak birbirini besleyen nitelikleri bulabilmek mümkün. Yeter ki çalışan tarafında farkındalık yaratabilelim, yeter ki işveren tarafında yöntemlerimizi revize edebilelim.
Hatta belki de şu an mevcut çalışanlarımızın aslında içlerinde taşıdıkları bu ruhu da dışarı çıkarmak ve keşfetmek gerekiyor.
Aynı zamanda şanslıysanız gerçek TAÇ’ları da bulmakta önemli. Yani ‘Tam Adapte Çalışan’, ‘Tam Aidiyetli Çalışan’ gibi.
İşte bu noktada ise kurumların insan kaynakları departmanlarının stratejik rolü tartışılmaz oluyor ve İK Yöneticilerine çok iş düşüyor. Yol uzun, rekabet yoğun.
Şimdi yeteneği TAÇ’landırma zamanı…